ARI SÜTÜ NASIL OLUŞUR?
Arı sütü, bir haftalık genç arıların yutak altı bezlerinden salgıladıkları bir enzimdir. Arılar arı sütünü sadece kraliçe arı ve yavru arıların beslenmesi için üretirler. Kraliçe arı yaşadığı süre boyunca arı sütüyle beslenir. Diğer arılar ise yavruyken ilk 3 gün arı sütüyle beslenir, ilk 3 günden sonra ise bal ve polenle beslenmeye başlarlar.Arı sütünün üretilmesi de çok zahmetlidir. Arı sütünü bir haftalık genç işçi arılar üretir. Bu arılar ne yeni ergin olmuş acemi arılar ne de kovan dışına çıkarak yıpranmış arılardır. Genç işçi arılar yaşamlarının en verimli zamanlarında, yani bir haftalıkken hem kendileri hem de insanlık için mucizevi faydaları olan arı sütünü üretirler.
Sadece arı sütüyle beslenen kraliçe arı diğer arılardan çok farklı bir hal alır. Fiziksel olarak diğer arıların iki katı kadar bir irilikte ve diğer arılardan iki kat kadar daha ağır olur. Diğer arıların hepsi kısır olmasına rağmen, arı sütüyle beslenen kraliçe arı yeryüzünün en doğurgan canlısı olarak günde kendi ağırlığının 2 katı kadar, 1500-3000 yumurta yumurtlar.
Kraliçe arının diğer arılardan bir farkı da ömrüdür. Normal arılar 6 hafta yaşadıkları halde kraliçe arı 6-7 yıl yaşar. Bilim adamları, normal arıyla kraliçe arı arasındaki bu büyük farkın sebebini kraliçe arının arı sütü ile beslenmesi olarak açıklamışlardır.
ARI SÜTÜ NASIL TÜKETİLİR?
Arı sütü saf olarak kullanılacağı gibi su, pekmez veya sütte çözülerek de tüketilebilir. En yaygın olan balla karıştırılarak tüketilmesidir. Bal hem biraz ekşi olan arı sütünün daha rahat alınmasına yardımcı olduğu gibi koruyucu özelliğiyle arı sütünün bozulmasını önler
ARI SÜTÜ NE KADAR ALINMALI?
Arı sütü saf olarak alınacaksa dilaltından alınmalıdır. Bir ölçek arı sütü dilaltına alınıp yutulmadan beklenir 20-30 saniye içerisinde dilaltındaki kılcal damarlar vasıtasıyla hemen emilir ve sindirilir. Arı sütünün dozajı konusunda kulaktan duyma bazı bilgilerin gerçekçi olmadığını belirtmekte yarar var.
İşçi bal arıların ürettiği aynı zamanda kraliçe arıyı beslemek için salgılanan sütsü salgıya arı sütü denir. Kraliçe arının yaşam kaynağı olan arı sütünün faydaları saymakla bitmez. Mucizevi olarak kabul edilen arı sütünün en önemli faydası bağışıklık sistemini kuvvetlendirmesidir. Bireylerin doğdukları ilk andan itibaren sağlıkları için verdikleri en önemli savaş, bağışıklık sisteminin kuvvetlendirilmesidir.
Arı sütü, işçi bal arılarının ürettiği kremsi beyaz veya soluk sarımsı sütsü bir salgıdır. Tadı ekşidir ve keskin bir kokuya sahiptir. Arı sütü, kalsiyum, bakır, demir, fosfor, silikon, kükürt ve potasyum gibi minerallerin yanı sıra B-ailesi vitaminleri, biyotin, inositol, folat, nükleik asitler, gama globülin ve zenginliği gibi zengin besin elementleri içerir. İnsan vücudunun üretemediği 8 temel amino asit de dahil olmak üzere 17 farklı amino asite sahiptir.
Arı sütü astım, saman nezlesi, karaciğer hastalığı, pankreatit, tip 2 diyabet, diyabetik ayak ülserleri, uyku problemleri, kanser, yorgunluk, premenstrüel sendrom (PMS),kısırlık, menopoz semptomları, mide ülserleri, böbrek hastalığı, kemik kırıkları, cilt bozuklukları ve yüksek kolesterol için kullanılır. Ayrıca, yaşlanmanın etkileriyle savaşmak ve bağışıklık sistemini güçlendirmek için de yaygın olarak kullanılmaktadır.
Kan basıncını düzenler
Araştırmalar, arı sütünde bulunan bazı proteinlerin insanlarda kan basıncı seviyelerini doğrudan etkilediğini ortaya koymuştur. Bu da protein hidrolizatı, kan basıncı üzerinde uzun süreli bir etkiye sahiptir. Kan damarları ve kalp üzerindeki stresi azaltmak için vazodilatatör görevi gören içinde bulunan potasyumla birleştirildiğinde, arı sütü kalp rahatsızlıklarını önlemek için harika bir yol gibi görünmektedir.
Kolesterol seviyesini dengeliyor
Yapılan araştırmalar, sürekli olarak diyete eklenen arı sütünün "kötü" kolesterol seviyelerinde kayda değer bir düşüşe neden olabileceğini ve böylece ateroskleroz ve kalp krizi ve inme gibi kardiyovasküler sorunları önlemeye yardımcı olabileceğini göstermiştir.
İnfertilite (kısırlık) sorunlarını tedavi eder
Doğurganlık sürecinde arı sütünün tam işlevi bilinmese de, insan doğurganlığı üzerindeki etkisinin kadının morfolojisini etkileyen ve cinsel olarak uygun hale gelmesine yardımcı olan protein olan royalactin ile bağlantılı olduğu düşünülüyor. Nedeni ne olursa olsun, erkeklerde sperm üretimini ve sperm hareketliliğini arttırdığı, böylece eşin gebe kalma şansını arttığı göstermiştir.
Kanseri önler
Arı sütünün içinde bir takım antioksidanlar vardır, fakat özellikle BPA olarak da bilinen bisfenol A'yı inhibe etme kabiliyeti gösterir. Bu, artan meme kanseri seviyelerine bağlı bir çevresel östrojendir. Bu nedenle, diyetinize yeterli miktarda arı sütü ekleyerek, bu tür kanserleri önleyebilirsiniz.
Enflamasyonu azaltır
Arı sütündeki vitaminler ve aktif enzimler, potansiyel bir anti-inflamatuar ajan haline getirir. Bununla birlikte, aşırı ısı enzimatik özelliklerini bozduğundan, arı sütünün yutulmaması gerkekir. İltihap ağrısını hafifletmek için vücudun etkilenen bölgelerine topikal olarak uygulamak daha fazla fayda sağlar.
Erken yaşlanmayı önler
Arı sütünde bulunan antioksidanlar erken yaşlanmaya neden olan serbest radikalleri yok etmek için çalışabilirler. Antioksidanlar kırışıklıkları giderir, cildinize sağlıklı bir parlaklık kazandırır, saç dökülmesini ve maküla dejenerasyonunu önleyebilir, ayrıca bazı kronik hastalıkları da önleyerek ömrünüzü uzatabilir.
Kilo vermeye yardımcı olur
Lesitin, etkili bir şekilde kolesterolü azaltabilen, karaciğer fonksiyonunu artırabilen ve sağlıklı sindirimi kolaylaştırabilen, arı sütünün bileşenlerinden biridir. Tüm bunlar kilo vermenize yardımcı olabilir.
Metabolizmayı güçlendirir
Arı sütünün insanların üretemediği gerekli amino asitlerin 8'ini içermesi, onu çok önemli bir besin kaynağı haline getirmektedir. Bu 8 amino asitin elde edilmesi zor olabilir, ancak vücutta yeni proteinler oluşturmak ve metabolizmamızın düzgün şekilde çalışmasını sağlamak için gereklidir. Arı sütü bu nedenle, hücresel rejenerasyonu, kemik gücünü artırabilir, kas gelişimini ve büyümesini hızlandırabilir, ve vücudumuzdaki hormonal / enzimatik süreçleri optimize edebilir. Bu da yaşam tarzımıza sağlıklı destekler sağlar.